Kategori arşivi: Seramik Nedir ?

Tarihte Seramiğin Yeri Önemi

Seramikle birçoğumuz yeni aşina olmuştur ancak  insanlık tarihi için bilgilerin en önemli kaynağıdır. Bilindiği üzerine sadece döşeme malzemesi değil, geçmişe ışık tutan bir uygarlık buluntusudur. İçindeki birleşimler sayesinde ( kaolen, kil, kuvars ve feldispat) binlerce asır bozulmadan günümüze kadar sağlam kalabilmektedir. Üzerlerindeki yazı, sembol ve simgelerden geçmiş kültürlerle ilgili bilgi alabilmekteyiz.

Seramiğin kelime manasına değinirsek; “ çok yüksek sıcaklıkta pişirilmiş toprak” demektir. Şu anda evlerimizde, iş yerlerimizde veya dış mekanlarımızda döşeli olan seramiklerin tarihi M.Ö. 6000 yılına kadar gider. İlk seramiğin bu yıllarda Anadolu’da üretildiği bilinmektedir.

www.yutas.com adresinden alınmıştır.

Bir Yazı Alıntı: Yrd.Doç.Dr.Kemal Uludağ

Sözcük anlamıyla günlük dildeki sanat ifadesiyle seramik, bütün dalları ve yönelimleriyle genel anlamda sanat niteliği ve kimliği kazanır, kazanabilir. Özel anlamda güzel sanatlar alnı açısından, kavram olarak sadece modern sanatının, sanat niteliği ve kimliği kazanabileceği söylenebilir.
   Sanatın her yönüyle sorgulandığı ve kuramsal temellere oturtulduğu günümüzde, seramik sanatının sahip olduğu farklı nitelik, yönelim ve alanların birbirine karıştırılması sonucu ortaya çıkan kavram kargaşası konusunda (başka bir ifadeyle seramik malzeme mi, teknik mi, zanaat mı, sanat mı tartışması) seramik sanatçılarının ve akademik seramık eğitimcilerinin vede sanat kuramcılarının çözüm getirici somut yaklaşımlar ortaya koymadığı söylenebilir.
   Ortak kavramlara varabilmek için öncelikle seramik nedir sorusunu yanıtlayalım. Hammaddesi kil olup elle, kalıpla yada tornada biçimlendirilmiş ve fırınlanmış her tür obje sözcüğün kapsamına girer. Genel olarak şöyle de tanımlanabilir: İnorganik malzemelerin oluşturduğu bileşimlerin, çeşitli yöntemlerle şekil verilip, kurutulduktan sonra sırlı ya da sırsız olaraksertleşip dayanıklılık kazanıncaya kadar pişirilmesi bilimi, teknolajisi ve aynı zamanda sanatıdır.
   Yukarıdaki tanımlamadan da anlaşılabileceği gibi seramiğe bir bütün olarak bakıldığında, tarihsel süreçte klasik ve endüstriyel yapısıyla ve de çağımızda kazandığı modern sanat yönelimiyle karşılaşılır. Attila Galatalı ”Eleştirim” başlıklı sempozyum tebliğinde seramik sanatını üçe ayırır:
-Klasik
-Endüstriyel
-Soyut seramik sanatı
   Bu ayrımın temel gerekçeleri ve nitelikleri saptanmadığı ve kavranmadığı sürece alanında hem sanat çevrelerinde hemde alıcılar-izleyiciler boyutunda seramiğin ne ya da hangisi olduğu konusundaki bunalımdan kurtulunamayacağı ortadadır.
   Diğer sanat dalları gibi, seramik sanatıda insanoğlunun ihtiyaçları doğrultusunda zekasını kullanmasıyla, sanatların en eskisi olarak seramik kap sanatı niteliğiyle ortaya çıkar.
   Klasik seramiksanatı Avrupa ve Amerika’da ”pottery” sözcüğüyle adlandırılan, bizde yaygın olarak kullanılmasa da tam karşılığı ”çömlekçilik” olan bir ”zanaat” tır. Klasik seramik sanatı Mısır, Yunanistan ve Anadolu’da çok tanrılı uygarlıklar döneminde, tapınma, korku ve büyü gibiilkel insan ihtiyaçlarını ifade eden estetik ve sanatsal değerleri barındıran seramik heykelcikleri de içerir.

Alıntı: Yrd.Doç.Dr.Kemal Uludağ